Yeryüzünde yaşayan omurgalı
hayvan türlerinden biri de sürüngenlerdir.
Sürüngenlerin hareket organları vücutlarının yan taraflarından çıkmıştır.
Bazılarında hareket organı yoktur. Bu tür sürüngenler toprağa sürünerek hareket
ederler. Bu yüzden çevremizde gördüğümüz kertenkele,
yılan ve kaplumbağa gibi hayvanlara sürüngenler
denir. Yurdumuzda yaşamayan timsahlar da
bir sürüngen türüdür. Sürüngenlerden bazıları sadece karada, bazıları hem
karada hem de suda yaşarlar. Sürüngenler, akciğerleriyle
solunum yaparlar ve kutup bölgeleri dışında yeryüzünün her yerinde yaşarlar.
Daha çok sıcak bölgelerde yaşarlar. Çünkü güneş ısısına ihtiyaçları vardır.
 |
kaplumbağa |
Sürüngenlerde temiz ve kirli kan,
kalpte ya da kalpten çıktıktan hemen sonra birbirine karışır. Bu yüzden, vücuda
dağılan kanda yeterince oksijen bulunmaz. Bunun sonucu olarak, sürüngenlerin
hücrelerinde besinler yeterince yanmaz ve meydana gelen enerji, hayvanların
ihtiyacına yetmez. Sürüngenlerin vücutlarını örten pullar, güneş ısısını
emerek, hayvanların güneş enerjisinden yararlanmasını sağlar. Güneşli ve sıcak
mevsimlerde sürüngenlerin daha canlı ve hareketli oluşlarının sebebi budur.
Yeterince güneşli ve sıcak olmayan mevsimlerde, sürüngenlerin birçoğu kış
uykusuna yatar.
Kış mevsiminde yılan, kertenkele ve kaplumbağaların pek görünmemeleri
bundandır.
Sürüngenlerin bir kısmı otlarla, bir kısmı da küçük hayvanları ve
böcekleri yiyerek beslenirler. Bazıları her iki türdeki besinleri de yerler.
Kertenkeleler, sinek ve böcekleri yiyerek beslenirler. Kertenkelelerin
ağızlarında, çene kenarlarında dizili küçük dişleri vardır. Dişler çiğnemek
için değil, avlarını tutmak için kullanılır. Böcekleri çatallı, uzun ve
yapışkan dilleriyle yakalayıp yutarlar. Kertenkelelerin çoğu başka hayvanların
yumurtalarını da yerler.
Yumurtayla beslenen bazı yılan türleri vardır. Yılanlar daha çok
kurbağa, kuş ve küçük memeli
hayvanları yiyerek beslenirler.
Kaplumbağalar, genellikle ot yiyen hayvanlardır. Ancak suda yaşayanları
balık, kurbağa ve başka hayvan etlerini de yerler. Kaplumbağaların dişleri
yoktur. Ağızları çok keskin, boynuzsu bir maddeyle kaplıdır. Timsahlar,
yavruyken böcekleri, büyüyünce balıkları ve başka sürüngenleri yiyerek
beslenirler. Timsahların alt ve üst çenelerinde çok sayıda keskin, sivri
dişleri vardır.
Yılanların bazı türleri, çok büyük canlıları bile öldürecek kadar
kuvvetli bir zehir taşır. Bu tür yılanların üst çenelerinde uzun ve sivri zehir
dişleri bulunur. Bu dişler içindeki kanallar zehir bezine bağlıdır. Yılan avını
ısırdığında, zehir bezlerindeki salgı bu kanaldan geçerek avın vücuduna girer
ve onu zehirler.
Kertenkelelerin, timsahların ve kaplumbağaların ön ve arkada, yana doğru
açılan birer çift üyeleri vardır. Bu hayvanlar, gövdelerini yerden fazla
kaldırmadan bu kısa üyelerle hareket ettirirler.
Timsah suda yüzerken üyelerini değil, uzun ve kuvvetli kuyruğunu
kullanır. Su kaplumbağalarının ise ön ve arka üyeleri yassılaşıp genişlemiştir.
Bunlarla su içinde kolayca hareket ederler.
Yılanlarda hareket organı olan üyeler kaybolmuştur. Bu hayvanlar, gövdelerini
dalgalandırarak ve karın pullarından yararlanarak hareket ederler.
Sürüngenlerin hepsinin vücudu sert pullar ve levhalarla kaplıdır.
Bunların renkleri, sürüngenlerin bulundukları ortama kolay görünmezler.
Böylece, düşmanlarından da korunmuş olurlar.
Kertenkele ve yılanların vücutları sert boynuzsu pullarla kaplıdır. Bu
sert deri, hayvan büyürken zaman zaman değişir. Üstten atılan derinin altında
yeni bir deri oluşur. Bu olaya gömlek
değiştirme denir.
Timsahların derisi çok kalındır. Sırtlarında çıkıntılı sert levhalar
bulunur. Kaplumbağaların ise boynuzsu levhalardan oluşmuş sert bir kabukları
vardır. Bu kabuğa bağa denir.
Bazı kertenkeleler düşmanlarından kurtulmak için uzun ve hareketli kuyruklarını,
gövdeye yakın bir yerden koparıp bırakırlar. Böylece düşmanlarını bir süre
oyalayıp kaçabilirler. Kopan kuyruğun yerine daha sonra yenisi çıkar.
Sürüngenler de kuşlar gibi dışarıya bıraktıkları yumurtalarla ürerler.
Yumurtalarını kuşlar gibi karaya bırakırlar. Ancak sürüngenler soğukkanlı
hayvanlar oldukları için, kuluçkaya yatmazlar ve yumurtadan çıkan yavrularıyla
ilgilenmezler.
Yumurtadan çıkan sürüngen yavruları renkleri dışında erişkinlere
benzerler. Sürüngen yavrularının, erişkinleri tarafından korunmadıkları için
düşmanları çoktur. Bu yavruların büyük bir bölümü diğer sürüngenlerle et yiyen
memeliler ve kuşlar tarafından avlanıp yenir.